Duyguların o mahzun ama sinsi ağırlığı var şu sıralar…
Hissetmek istememek diye bir şey olsaymış ya
bazen çantasını evde bırakıp öylece çıkmak diye bir şey
Hiç hissetmeden, düşünmeden bakmak göğe.
Belki boş, anlamsız bir bakıştı tek isteğim, bilmiyorum.
Yoruluyorum.
Düşünmeden edemiyorum.
Hoş, öyle düşlediğim gibi bir hissizlik nasıl olurdu, onu da kestiremiyorum ya.
Düşlüyorum öyle.
Düşlememeyi düşlüyorum işte.
En küçük çantamı alıyorum elime.
Malum, çantasız çıkılmıyor burada dışarı.
Ya bir ihtiyacın olur diye
Dolduruyorsun içini
Hiç bilmediğin, tahmin edemediğin hislerle…
Bazen mutlu eden
Bazense mutsuzluğuyla boğan
Ama hep bir şeyler olan içinde
Küçük bir söze takılıyorsun
Belki takılmaman gereken
Ya da umursaman gereken bir an oluyor bu
Ama hay aksi, hiç umursamak gelmiyor içinden
Karambole bir hisler çantası,
Ama illaki dopdolu…
Düşlüyorum işte
Düşlediğimi düşlüyorum binlerce kere