En çok korkutulduklarımızla büyüdük.

Derin kelimeler değildi söylenenler.

Ama söyleyenler derin adamlardı.

İlk gördüklerimiz, ilk tanıdıklarımız, ilk güvendiklerimizdi.

Başımızı okşayan elin bizim için en iyisini seçemeyeceğini nasıl düşünürdük?

Hem sonra, bizim her şeye gücümüz yetebilir miydi ki?

Neydik?

Küçücük bir yavru kedi.

Bütün tehlikelere karşı sürekli tetikte olmak zorunda kalan yırtıcı bir hayvan işte.

Elden ele sevildiğimiz; oda oda, sokak sokak gezdirildiğimiz; bazen unutulduğumuz, bazen kendimizi unuttuğumuz düşsel bir senfoniydi bizim eserimiz. Eserimiz diyorum, eseri ben seçmedim. Bana sadece bir başlık verildi. Kitabının ismi, adın, ömrün, her şeyin bu düşsel senfoni içinde ruh bulacak dendi.

Farklı bir şey seçme olanağım olsaydı elbet daha somut şeyler seçerdim. Keza ruhumda, diğer tüm çağdaşlarımdan farklı, bir reddediş hali var.

İsyanımı anlamalarını beklemiyorum elbet. Ama bir kedi olarak bu dünyaya getirilişimin bir mantığı varsa eğer, bunu birinin bana açıklamasını dilerdim.

Hatta her şeyimi verebilirdim bütün sorunun cevabını anlayabilmek için.

Ne yazık ki dilsel becerilerim yok.

Düşünme bakımından pek çoklarından hatta içlerinden biri olmak istediğim şu iki ayaklı, insan denilen canlılardan dahi iyi olduğumu biliyorum.

Ama bilmenin ötesinde bir şeyler gerekli olduğu hissiyatıyla ömrümü yiyorum.

Biz sezgisel korkularla büyütülmüş bir sanat eseriyiz. İçimizde isyanın, ihtiyaçların, anlamlandıramadıklarımızın ritmi çalar. Şefin bir hareketi ile bütün salondakiler dikkat kesilir, oysa içimizde bütün bir şehri yıkacak depremler kopar. Ağaçlar kökleriyle, evler temelleriyle, toprak yarık tırnaklarıyla acımıza yanar. Bağrışlar duyarız çevremizde. Ve sadece susar gözlerimiz. Bir ağacın tepesinde yahut bir evin altında, bir sokağın en tenha yerinde, kıyıda işte, köşede uykuya dalar gözyaşlarımız. İşte budur düşsel senfoni. Kimsenin bilemediği, kimsenin göremediği hikayedir bizim.

O zaman;

Günaydın sevgili ey halk!

Günaydın sayın beyefendiler,

Hanımefendiler, sizlere de günaydın...