Kırık bir ışığın ruhumu delen hızı,

Ve hasretin yaktığı ince bir sızı

Beni kimselere sorma, senden sonra

Kimse tanımaz beni


Şimdi bahar zamanı,

Çiçekler boyanır rengarenk

Şimdi canlanır toprağın büyüsü

Şimdi ölüm sonsuzluğa karışır

Aşıklar köşebaşlarında bakışır

Şimdi hiç olmayacak bir anda

Bu garip gönlüm hüzünle tanışır


Yaşanacak ne kaldı geride

Şimdi zamanı durdurana düşman olurum

Ellerim takılırken saçlarının örgüsüne

Su gibi akıp giderdi ömrüm

Bedenimi yağmurlara bıraktım

Alıp götürsünler beni


Hangi birine yanayım, hangi birine

Beş duyu organım iflas etmiş durumda

Neler gördüm, görmesem

Neler duydum, duymasam

Neler hissetti bu gönlüm

Şu kısacık zamanda

Zaten ağzımın tadı bozulalı

Çok oldu

Sanki bir leş ölüsünü

Burnumun ucuna mezar etmişler

Yaşamayı anlamak için

İnsanları yok edin


Düşünsene iyi ve kötü

Düşünsene her zaman baskın gelen

Hep kötü yanları, yaşamak zorunda olmak

Düşünsene Orta Doğu'da bir çocuk olmak

Düşünsene yokluk ve çaresizlik

Sarmış bir yandan

Düşünsene on üç yaşında gelin olmak

Daha düşünmeden hayallerini çalınca

Zaman daha açmadan bir yaprak gibi solmak

Hiç ağlamayan gözler istediler bizden

Düşünsene ağlamadan gözleri dolmak


Anne ben ne zaman büyüdüm

Kursağımda helal lokman kalmadı

Dönüştüm herkese, herkes dönüyor

Dünya durmuş sanki umut sönüyor

Anne ellerin nerede, ellerim boşlukta

Sanki ölüm gibi gelen bir loşlukta

Son kez o güzel yüzünü görmek isterim