Aldığım nefes verdiğim nefesin üçte biri etmemeye başlıyor imkansızlaşan hayatımızda. Karşılığını alsan tadını alamazsın. Evirir, çevirir; hasta, ruhtan yoksun bedenini. Bir makine gibi. Sonra öğütür ama. Küçülüp küçülüp hayatın içinde yer kaplama diye. Artık kuşbakışından görülmez olurum. Varsın görünmez olayım. Onlar da bir kez dönmemişti yüzünü bana zamanında. Daha bana kalan kısılan sesim var günden güne. O da bitecek. İşte o zaman tamamen kaybolacağım, bana gösterdiğiniz kadarını yaşadığım hayatınızdan. Çünkü bilirim ben, ses yoksa hayattan söz edilemez orada.


Sessizce kaybolmak istiyorum. İnsanca değil ama. Yazmasınlar adımı kağıtlara, taşlara. Toz tanesi, belki yıllarca sıkıştırılan ruhum, süzülerek gökyüzünde... Hangi yüce varlık ruhumdan bir parça görürse aynasında. Razıyım, alışıktır gözlerim boş duvarlara, çevirsin ruhumu o duvara. Döndürmesin yüzümü yeryüzüne. Çünkü olur da yansırsa temizlenmiş ruhuma, alçakların düzeni, bir kez daha yok etsinler beni.