Dut ağacı sarılı bir yolda
bilinmezliğe açılan yolcuydum
Kalmak ya da gitmek değildi
Susmaktı...
Sustukça acır, kanardı derinden
Sonumdu bu sefer yüzüme vuran güneş
Gülümsetmiyordu artık ruhumu
Bendeki bu çaresizliği
ne saklayabiliyor ne de kusabiliyordum
En yakını bile uzak görür bazen insan
Bu yüzden çok azı kalbe dokunabilir
Belki de gitmeleri bundandır
Bencilce...