Nereden başlanır duyguları anlatmaya? En üzüldüğümüzden mi, en mutlu olduğumuzdan mı? Bence bizi biz yapan, düşüp kalktığımız zamanlardır. Nasıl çocuklar düşe kalka yürümeyi öğreniyorsa biz de o misal, düşe kalka öğreniyoruz hayatı. Mutsuz olduğumuz zaman kendimizi sevmeyi öğreniriz. Duygulardır bize bizi öğreten, yaşanmışlıklardır aynı zamanda, parça bütün ilişkisidir bunların dostluğu.
Rengârenktir duygular adeta balonlar gibi mavi, sarı, yeşil, kırmızı, turuncu, mor, siyah... Hepimizin elinde renk renk olan balonlardır.
Hani uçmasınlar diye sımsıkı sarılırlar çocuklar, kavrar sıkıca iplerini uçmasın diye. Bazen de kimse almasın diye deli olduğumuz balonu kendi elimizle veririz başkasının ellerine, sonra da kayıp gitmesini izleriz. Peşinden koşarız ağlarız ağlarız bekleriz kalbimizi acıtır onun yokluğu. Alışırız artık.
Kimisi saklar onları utanılacak bir şeymişçesine, yok sayar, görmezden gelir. Gün yüzüne dahi çıkartmaz. Anlamayız hiç onları var mıdır yok mudur ondan bile bir haberizdir. Belki de siyah balonları çoktur. Doğar doğmaz ya da en özel anında, en mutlu gününde, hiç beklemediği anda yok olmuştur renkli balonları...
Hayatı tek renk bir balonla yaşayan insanlar da vardır. Bazılarınınki pembedir. Balonlarından bakar insanlar dünyaya. Pespembedir onun onun dünyası. Hayal kurmak en büyük lüksüdür. Gerçekleri bile pembedir. Kimininki mavidir, umutla uyanır her yeni güne. Herkese biraz mavi bulaştırır, bakınca anlarsınız gözlerinizden. Bazımız da kırmızı bakar, aşk vardır onlar için. Sadece aşk sonuna kadar aşk...
Bazımız da satın alabileceğini düşünür. Mümkün müdür bu, satın alabilir miyiz onları? Bu kadar basit mi? Kim aşkı satın alabilir ki; ya da umudu, sevgiyi, heyecanı, mutluluğu? Siz sadece satın alabileceğinizi düşünürsünüz. Sadece şunu yapabilirsiniz; pembe bir balon fotoğrafına sahip olursunuz. Bu fotoğrafla gezebilirsiniz. Aslında bu yanıltmadır, ama bizi değil sadece kendinizi kandırırsınız. Balonlar asla para ile satılamaz. Onlara ancak sahip oluruz ama para ile değil, kalbimizle. Onu bir dinlesek zaten aslında onların uçmadığını, saklandığını görebiliriz kim bilir. Kalbimizin en ücra köşelerinde gün yüzüne çıkmayı beklerler.
Siyah balonu olanlar da sarılır ona. Siyah balonu olanlar hep merak eder; ben bu balonla mı var oldum, yoksa tek tek gelip patlattılar mı onu? Elimden zorla mı aldılar, o renkli balonları en güvendiklerim mi aldı? Neden verdim onlara en güzel renklerimi, neden? Belki de bizzat iğneyi ben verdim onlara, patlatmaları için. Tek tek yok ettiler beni...
Önce pembe balon patlar. Hayaller saçılır yere, uçar tutamazsın. Sonra turuncu balon, neşe patlar bir anda. Her şey değişir, daha ciddisindir. Artık sonra birer birer hepsi gider. Geriye iki renk kalır; mavi ve siyah. Mavi öyle bir renktir ki, tüm renkleri içinde barından bir renk. Onunla her şey olur, çünkü umuttur o, her gün yeniden uyanmak için bir sebeptir. O tek renkle kalınca anlar ki; insanın elinden her şey alınsa bile umudu olmalı. Kimsenin elinden umudunu almayın lütfen. Tek bir mavi balonla göklere çıkılabilir. Diğer renkler aranır; pembe, kırmızı, sarı, yeşil... Bir gün onu da kaybedersin; umudunu. Tek bir renk kalır. Siyah gökyüzü. Siyahtır sadece de, ton ton siyah baktıkça iç karartan.
Herkesten uzaklaşırsınız, kimseye siyah bulaştırmamak için dip bucak kaçarsınız. Ama başkaları bundan bir haberdir. Bir gün biri girer dünyanıza ansızın. Kırmızı bir balonla karşılaşırsınız. Kaçarsınız. O kadar parlaktır ki kırmızısı, gözünüzü kamaştırır. Sımsıkı tuttuğu ipleri artık size uzatır. İpleri almak için elinizi uzatırsınız, dokunduğunuzda anda birden renk cümbüşü yaşarsınız. Kalbinizden içeri süzülür renkli balonlar. Tüm renkli balonlar sizin olur. O kadar çokturlar ki, gökyüzüne süzülürsünüz birlikte. Onlarla. Kaygısızca en çok da kırmızı renginiz vardır. Teşekkür etmek için hediyenin sahibine bakarsınız. Artık kalbinizin de sahibi olmuştur. İçinizde gökkuşağı olmuştur. Bulamadığınız kalbinin anahtarını bulmuştur. Artık tek bir tane bile siyah balonunuz yoktur. DÜNYANIN BÜTÜN RENKLERİNİ KALBİNİZDEDİR ARTIK. DÜNYANINIZ DA KARŞINIZDADIR.
Dipnot: KİMSENİN BALONUNU PATLATMAYIN...