Doktor, ekranda beliren harfleri telaffuz etmemi rica etti benden. Ne kadar denesem de bir türlü doğrusunu söylemeyi beceremedim. Yazıyı yaklaştırması, uzaklaştırması, ışığı arttırması ya da azaltması da fayda etmedi. Her birinde yanılmayı sürdürdüm. Tahlil sonuçlarımdan yola çıkarak onunla alay ettiğimi düşünen doktor, sabırsızlanmaya başladı. Oysa içeri girer girmez anlatmıştım derdimi. “Doktor bey,” demiştim “medical” bir tatlılıkla. “Dünyayı bulanık görüyorum. Duygularımın gözlerime vurduğundan şüphe ediyorum.”


Sözlerime gülmüştü doktor. Eliyle masasının ucundaki burjuvazi sandalyesini işaret etmiş, “Buyurun oturun,” demişti. Anlatın derdinizi. Hiçbir harfi olduğu gibi göremediğimden, diğer herkes gibi beylik cümleler kuramadığımdan, kazayla elimden kayan duygularımın optik sinirlerime baskı yaptığından, mideye gömdüğüm pötibör bisküvi kırıntılarından şaşkına dönen sarı noktamdan, eski gözlüklerimi takmaya daha fazla tahammül edemediğimden, yenilerini ise baş ağrıtacak endişesiyle takmaktan kaçındığımdan bahsettiğimde ise bir kez daha gülmüştü bana. Peki şimdi ne diye asıyordu suratını öyle? Öve öve bitiremediğiniz medical technology’nizin yetersizliği yüzünden tahlil sonuçlarım olumlu çıkmış olamaz mıydı?


Ben hasta bir adamım. Hastalığımın da pek ala farkındayım. Öyle bakmayın! Oyuncaklarınızın duyguları denkleme dahil etme becerisinden yoksun olduğu aşikâr. Bu nedenledir ki duygularım gözünüzden, sözlerim kulağınızdan, harflerim ekranınızdan kaçıp gidiyor. Az kaldı, beni de kaçıracaksınız.


Bir psikoloğa görünmeniz iyi olur, diyor gözleriniz. Niyetinizi hemen de nasıl belli ediyorsunuz doktor bey. Bana duygusal kör muamelesi yapacak, izolasyonumu dağıtacak yöntemlere başvuracak, harfleri silah zoruyla okutacak, ait hissedişlerimi ve hissedemeyişlerimi alaşağı ederek duygusal mekanizmamı çökertecek, retinaya iyi gelmez bahanesiyle bütün pötibör bisküvilerimi elimden alacak, foto-reseptörlerimi kurcalayarak olur olmaz görüntülerle zihnimi bulandıracaksınız! Bana gözlerimi vadederken kalbimi söküp almaktan geri durmazsınız. Sizi ve sizin o medical technology’nizi ben çok iyi bilirim! Beni kandıramazsınız.



Ressam: Henrik Uldalen