Yemek yemek, beni iyileştirmeyecek.

Duygularım yediğim yemeklerle düzelmeyecek. Ben yemek yedikçe hislerimi değiştirmeyecek iyi olmayacağım. Yemek yemek benim psikolojimi iyi bir yere getirmeyecek. Sandıklarım ve hayat çok farklı.

Duygusal yeme, yıllardır başvurduğum bir nokta olsa da ben bununla bir şeyleri aşamayacağımın farkında olan bir bireyim. Bu şekilde gerçek sağlığımı bulamam.

Duygusal bir yiyici olmak benim hayat kalitemi artırmama engel. Neden diyecek olursak beni yemeklere bağlı ve bağımlı kılıyor. Duygusal yemek, benim sağlığımı kötü etkiliyor çünkü almam gereken besinleri sağlıklı bir miktarda yeterince yemiyorum. Hem duygusal olarak yiyip kendimde olmaması gereken bir bağımlılık yaratıyorum hem de ekstra kilo alımına, ekstra şeker yüklenmesine ve kan değerlerinin kötü etkilenerek sağlıksız beslenmeye tekrar tekrar sebep oluyorum. Duygusal beslenerek yediğim her besinin bir duygum için bir görevi olduğuna inanarak yediğim yemeğe anlamlar yüklüyor, onu amacı dışında (besin ihtiyacı , ihtiyacı giderme amacı) kullanarak kendime zarar veriyorum.

Duygusal yemek yiyen bir insanın duygularını çok iyi anlayabilme kapasitesine sahibim çünkü toplamda 8 yıldır bunun içindeyim ve hala aşabilmiş değilim. Bugün yazdığım bu yazı aşmak için yazmış olduğum bir yazıdır. Bir adımdır. Bir süredir mücadele etmek için gerçekten bununla savaşmak için gerçek adımlar atıyorum.

Umarım aştığımda hissettiklerimi gelip anlatabilirim.

Duygusal yemeyi ilk defa bu kadar istikrarlı bir şekilde aşmaya çalışıyorum. Elimden geldiğince sağlıklı yaşamın hakim olduğu bir hayat yaratmak istiyorum kendime. Çünkü kaliteli, hastalıksız sağlıklı, temiz yemeklerin, temiz lezzetlerin olduğu yemekleri yiyip içimi rahat ettirdiğim bir hayatı hak ediyorum ve onu almam gerektiğini biliyorum. Biliyorum bazı günlerde fazlasıyla kafayı yiyeceğiz çiçeğim, ama tekabülde hak ettiğimiz bir hayatı kazanacağız. Neden kazanmayalım ki? Bunu kazanmak çok zor olsa da imkansız değil demi.

Geçen üzgün olduğunda kola cips yapacaktın yine ama sonradan vazgeçtin neden? Çünkü bunun hiçbir şeyi çözmeyeceğini, seni iyileştirmeyeceğini hatırladın ve anladın o an. Biliyorum yüreğine bir ağrı girdi o an. Artık yemeklerin de bir şeyleri öyle değiştirmeyeceğini daha net anlıyorsun. Bu da seni üzüyor yıllardır içinde bir mahkum gibi yaşadığın bu duygusal açlık döngüsü de ruhunu tüketiyor biliyorum. Ama artık bunu aşabilmek için mantığını yerine getirmedin mi? Getirdin lütfen artık bırakma ve devam et yola. İnan bana yemekler seni asla iyileştiremez güzel kızım. İyileştirecek en büyük şey, senin kendine vereceğin gerçek sevgi gerçek saygı. Kendine duyduğun o güçlü şefkat, merhamet ve de inanç senin ruhuna seni getirecek, sana senin olduğunu, bu hayatın kendin için yaşanması gerektiğini hatırlatacak.

Hatırlamalısın, hayatta her ne kadar acı olursa olsun, sen hayatı hakkını vererek yaşamak için var olan bir bireysin. Yeri geldiğinde kendi elini tutacak yeri geldiğinde başkalarının elini tutacak onlara nefes verecek onlara hayat olacaksın. Biliyorum çiçeğim bazen dayanamayacak, bazen acıdan kafayı yiyecek bazen delirecek yapamıyorum diye diye o derin çığlıklarla inleteceksin yüreğini ve ruhunu. Ama ne olursa olsun yolun devam ettiğine eminiz değil mi. İyi olabiliriz, iyileşebiliriz. Umudumuz var.

Her şeyden öte, senin için sen varsın ve güzel kızım, her zaman da olmalısın.

Seni senden öte kimse senin sevebileceğin gibi, senin seveceğin kadar gerçek sevemeyecek. Sarıl bütün ruhuna bütün kalbine çünkü sen hak ettin.

~Fehmekar