Ben yazmayacaktım, o da söylemeyecekti. Yazmadım, yazamadım. Yazamazdım da çünkü, kırmıştım onu yazabilecek tek kalemi. Tıpkı kırıldığım gibi kızmıştım hem de. Bir türkünün içinden çıkageldi ve bana, gurbet nedir biliyor musun, dedi. Duymadım dedim sustum. Biliyordum elbette, özlemin olduğu her yer gurbettir. O da bildiğimi biliyordu ve bu, özledim demekti. Ben yazmadım, o söylemedi.