gürültülerin içini boşaltıp bana yarayan bir şey var mı diye baktım
yok
yok oldu gitti her şey
zamansızlığın arkasında gülümseyen aynaları gördüm
boş
boşaldı gitti her şey
aralıksız acıyla gününü süsleyen hengameler
yarın güneşin sarmaladığı bir kuş olacakmış
rüzgarlar esip tepeleri havalandırdığında
söz
kaygı duymadan sonsuza dek bakacakmışım
tabi kağıt kalemle oynaşırken rahat
dans edip arkasını dönebiliyor buluta
unutmaya yeltense dereler göğe uçar
karmakarışık olur saçlarım
bilmiyorum kaldırabilir miyim bu sesi
içime dönsem
içime ölsem
beni bende bitirsem
duymasa hiç kimse ağladığımı.