irkilerek beyaz dumandan
uyandım
ne ki sisler çarpmaz insana, geçiverir içinden
bu düş hangi gerçekliğin açıklayıcısı olabilir
ya da
gizleyeni
halbuki bir çıkmaz olmamalıydı imgesel düzen
uyandım
şekiller, suretler dönenirken ruhumun gözeneklerinde
bedenim bir mahpus karanlıklarda
tutulup bir leş gibi atılıveren çöplüğe sonra
direnmek istemeyenin yenilgisi
bir yengidir
kimi akşamların yıkanan ölüdeki yansıması kadar
incelikli
durdum
pelerinimin ihtişamı korkuttu gölgeleri
birer birer kayboldular
boynumu çevirip azıcık izledim onları
sahi neden giydim bu pelerini?
neden usulca yuvasından kafasını çıkaran bir yılan gibi
tehlike anında gerisin geri kaybolmuyorum dehlizlerde?
durdum
kayalıkların orada sigara içen birinin dumanı
yanaklarımı yalayıp geçti
o biri kimsenin olmadığı boşlukta beni kopyalayan tanrı
olabilir mi?
ama bu bir oyundu içinde tanrıya yer olmayan
yine de umutlanıyor insan
yürüdüm
kokular ansıtmakta bazı geçmiş anları
sesler ve müzik
ansıtmakta şimdi geçersiz olan duyguları
işte şimdi incindim biraz
küçük kesikler halinde ruhumda biraz da bedenimde açılan yaralar
tercih edemem hiçbirini
yürüdüm
çevremi kuşatan aynalardaki yansımalarım da
o kadar karıştı ki her şey
hangisiyim ben?
kırdıkça çoğalan şu benliklerden
uyandım
yeniden
bilmeden hangi uykunun ortasında olduğumu
uzadıkça uzayan şu yaşamamak çılgınlığında...