Her yeni gün yine yeniden bekledim

Ne pamuk saçlı, gözü gök mavi kadını,

Denizin ortasında kalmış gemi gibi limanı

Ne de renkli yazı, güneşin heybetli şavkını.


Her yeni gün yine yeniden bekledim

Elmacık kemiğinden doğan kırmızı güneşi,

Sisteme uymuş kölelerin baş kaldırışını

Terlememiş sırtların çürümelerini.


Her yeni gün yine yeniden bekledim

Çarkın kırılmış dişlerinin sallanışını,

Yuvasız kalan yavruların bitmiş hasretlerini,

Dalkavukların kendilerine gelmelerini.


Her yeni gün yine yeniden bekledim

Para gayesini mesken tutmuş fiyaskoların,

Diz çöküp telaşa düşmelerini.

Zaman sandalında küreksiz çırpınışlarını.


Her yeni gün yine yeniden bekledim

Hayat kavgasındaki ringin,

Şarap parası değil ekmek kavgası raundunu,

Mülke adanmış kalplerin sancılarını.


Her yeni gün yine yeniden bekledim

Liderlerin ufka açılma çabalarını,

Ezilenin kırdığı kelepçelerin zafer seslerini,

Doğan güneşin uçan kuşa seslenişini.