Başımızı sokacağımız bir gönlümüz olsa kâfi Anise. Sana diyorum efendimhanım! Nazar etsene buraya, biz neyciyiz bur'da? Bendeliğe lütfetmedin mi yoksam bizi? Lütfet cemal-i lakin bidâr iken de göster. Neyler ki M, L'siz? Kimden sorar onu artık? Varsa cevabın dök başımızdan aşağı, sızlat yoksa görmeye ne mani? Ne teni, ne dağı? Ne zırvalıyorlar bunlar? Onlar fareler değil mi Anise? Öyle dedi ya derste Özkan Hoca. Bilmiyorlar seni yüreğimde nasıl taşıdığımı, R'mizden başka. O da orda, osu busu yok. Sulu sepken yağmurda ödevleri yazan kağıdı montlarının içine sokup, cırcırtını çekmeye benzetiyorlar bunu. Ne alaka efendimhanım? Anlatıver şunlara yetti, tak etti Can'ına.

~