20. Yüzyıl Gizdökümcü şiir akımın sonraki nesil de ve şairler üzerinde derin bir etkisi olduğunu ifade edebiliriz. Edebiyat ve sanat kavramlarının yerel unsurları içerisinde özgün bir şey yakalamak yaratıcılığın bir biçimi de olabilir, elbette ki bu özgün hâl bir risk durumu da taşımakta dır belki de, az bir netice olarak görebiliriz bu durumu ama farklı birşey ortaya koyarken, koymaya çalışırken anlaşılmak ve bunu kültür kavramının zenginliğiyle birlikte tutmakta gerekir. Sanatın ve edebiyatın içinde bize yansıyan şeylerin gerçeklik kavramlarının dışında da kalabilen, sonsuz güzellikler olduğuna inanıyorum... Onun ilham veren etkisi kendi üzerinde özgün bir hâl olarak yansıtmak tır.

Robert Lowell, Anne Sexton ve Slvia Plath gibi yazarlar (Gizdökümcü) akım dan ilham aldılar ve aslında akımın özgün yaratıcıları olarak var oldular, bu savunmasız, yalın ve samimi sözlerle bir duygusal samimiyet aşılanmakta dır. Özellikle Şiirin teması olan psikoloji, aşk, aile, yalnızlık, intihar ve travma gibi ifadeler yoğun bir şekilde yer tutmuştu, bu temalar bizi bundan uzaklaştıran yada bakış açımızı değiştiren bir şey midir? Aslında hayır. Çünkü şair kendi odasına çekilerek burada edebiyatı yaratır... Bu akımın içinde varoluş ve feminizm temaları da yer almaktadır.

Görsel: Robert Lowell , (1917 - 1977)