Eden Kapıları sonsuza açılmıştı.

Su üstünde yürür gibi geçip gitti

-sanki hiç var olmamış gibi-

tüm sunakları insanoğlunun.

Bir tek güzellik vardı, bir tek güzellik, sadece!

Eden kapıları sonsuza açılmıştı

Ve bir tek güzellik kalmıştı tapılacak geriye.


Bir günaydın çiçeğinde

Şoseli bir gül dalında kuşkusuz...

Kış geceleri inleyen pencerelerinde rüzgâr,

İçerisinde sıcak bir aile kucağı.

En akla sığmaz sıcaklıklar bir insan teninde...

Eden Kapıları sonsuza açılmıştı

Ve bir tek güzellik kalmıştı tapılacak geriye.


Çocuk ruhları salkımında bir gece

Ve mesela çınlayan mezesi boğaz türkülerinin

Genç ya da yaşlı

Bir parça aşk varsa eğer içlerinde...

Eden Kapıları sonsuza açılmıştı

Ve bir tek güzellik kalmıştı tapılacak geriye.


Bedene sığmayan bir varoluş ateşi,

Aynalarda çağlayan bir altın oran, oyma bir mermer gölgesi...

Gücenmesin ama Tanrılar

güzelliğin tabelası çakılmış cennetin girişine.

Eden Kapıları sonsuza açılmıştı

Ve bir tek güzellik kalmıştı tapılacak geriye.