Yaşamak isteyen insanların elinden yaşamını aldınız efendiler. Bahsettiğiniz düzen içerisine bizleri katmadınız. Siz ve sizin gibi üst düzey mevkii sahipleri yaşayacak o düzen içerisinde. Evet! Evet, sizler her zaman en iyisini bilir ve herkes için en iyisini yaparsınız. Bu sözlerinizin bizler için bir anlamı olduğunu düşünüyorsunuz sigaranızın dumanını içinize çekerken. Ben konuşacağım, efendiler. Çünkü ben konuşursam konuşacaklar. Bizleri düşünmeyin. Düşüncenizin her tarafında kendisine pay çıkartan benciller sürüsünü görüyorum. Sürünün vahşiliği susturuyor bizleri. Temiz kıyafetlerle çıktığınız kürsülerden bağırıyorsunuz; özgürlük, adalet ve barış. Sizleri kürsülerde gördüğümüzde düşüncelerimize kelepçe vuruluyor, doğru olanı söylemek için yanlış yolları seçiyoruz. Savaşı ırklar ve dinler arasında sessizce başlattınız. Siz o kürsülerden bağırırken bizler sizin eseriniz olan karanlıkta tek tek teslim oluyoruz. Doğru, efendiler söylediklerim. Hepsi doğru! İtirazınızın bir önemi kalmamıştır burada. Mevkiinin ve paranın yalan söyleyeceği bir yer değil burası. Sizin olan yerlerde insanlar ölemiyor bile efendiler. Siz izin vermedikten sonra Tanrı kimdir ki yok etsin bizleri? İntihara sürüklediğiniz bizleri kurtardınız. Yaşamamız sizin zenginliğiniz olduğunu biliyoruz efendiler. Camus'nün bir sözü var efendiler, bilir misiniz? "Ama kimi kez yaşamak için, intihar etmekten daha çok cesaret gerektiriyor."

Bilin efendiler, bilirseniz anlayacaksınız. Efendiler son iki cümlem kaldı. Devriniz bitti. Tanrılığınız şeytana satıldı.