Karanlık satırların henüz el değmemiş sokaklarında
On iki buçuğun intiharı süslerken tamburları
Başımda kırlara çalan bir korku
Gönül hizama doğrultulmuş tüfekle serildim kapına
Bırak arzularım tonlarca mercanın arasına gömülsün
Bırak birkaç kelime çatırdatsın kolumu kanadımı
Sonra seni bulsun Eftelya.
Hırkamın yemini kollarıma asılı
Seni sevdiğim kısık sesli radyoların dört bir yanı kuşatılmış
Üçkâğıtçılar, oyunbozanlar, vurdumduymazlar
Kilitsiz kıskançlıklarını üzerime sürüyorlar
Oysa uykumdaki kalabalıktan habersiz broşürler dağıtıyorum
Günü geçmiş yağmurlara
Ah Eftelya
Hicretim sahipsiz sanılan bir sandalla sana doğru
Oysa sen hiç bilmedin
Hicran kafesinin tam ortasında alabora olduğumu.
Yazgım merdiven boşluklarına itilmiş kör keşiş
İnan öylesine kaybolmuşum sis kokan rüzgârlarında
Bir essen varlık perdesi avuçlarımda sıkışacak
Bileklerim yokluğa dünden razı
Tek bir emrinle kılıçtan geçirilecek umutlar
Yine de seni unutmayacak.
Her gece yavuz pencerelerde beklerken hayalini
Ansızın uzak diyarlara yelken açmış sırlarım
Raks ederken yakalamış şafağın alacasında
Bahar kaçkını gözlerini
Haresi değer bilmezlerin sırtında kamçılandıkça
Bir yudum girdaba hapsetmiş nice bedenleri
‘Gülüşünün vebali boynuma kaldı’
İmzaladın farkında olmadan Eftelya
Çivisi ömrüme çakılı zindanın kayıp not defterini.
On yüz bin adım hiç durmadan gittim
Gediğine oturtmak için güneşli günleri
Bir çıranın son dumanından çıkan hayaleti
Kendi öz benliğimde erittim.
Rüyaları hırpalanmış bu asrın Eftelya
Bu asrın cehennemi senin içinde birikmiş
Üzerine zaman tufanının koptuğu akşam
Sana kavuşacağım memleketleri ellerimle alaşağı ettim.
Vardiyalarında sıkışıp kalmış gül güzü bulantılarıyla
Namert köprüsünden atlıyoruz onca insanlığın üstüne
Bir uzansak tenceresi kaynayacak erken yükseltilmiş tabuların
Saati olmayanın fedakârlığı olmaz Eftelya
Kanımca bu bir isyan taşır
Saçım sakalıma
Haftalar aylara karışır
Deniz ruhumda
Ruhum yanı başında başkalaşır
Boyundurukları lime lime eden canhıraş güvercinim sahilinde
Her dokunuşun bin ah işittirir dalgalara
Rindlerin örtüsü gibi seriliyor üstüme mavi ateş
Mucizelere sırt çevirirken döndüm yalandan da olsa
Döndüm senden tarafa.
Sen ve ben Eftelya
Hakkıyla kazanılmış mıdır el ele kaybedilmeyen savaşlar
Ücra yıldızların yalnız koridorlarında
Peki senden çıkarsam ben
Geriye ne kalır ya?
Tadı kalmadı artık yeryüzüne hapsedilmiş ruhların
Perişan gemi güverteleri resmediyor
Bacalarında şahit olduğum ölüm şarkısının son ezgisini
Düşersem bugün toprağın çelmesiyle veda kuyusuna
Miğferimi göğsüne bastır ve avut beni
Eftelya -denizler güzeli-
Muhammed Çağrı Güzel
2021-04-13T16:28:42+03:00Teşekkür ederim güzel yorumunuz için :)
r.ç
2021-04-13T15:11:02+03:00yeryüzüne hapsedilmiş ruhların tatsızlığında, yüreği olana derin tadını yükleyen kuvvette bir şiir. yüreğinize sağlık...