Bileği bükülmez sevdalar kurmuş masumiyetin kilidini.
Kirli paslı gömleklere dolanmış da kopmamış.
Eğreti durur da dikilirsin yakası yamuk şehirlerde birkaç sevdanın düzüne.
Terazisi kaçmış hallerle bükülür.
Hürmeti bitik cümleler kırar sancılı kurguları.
Masmavi gökyüzünün yere eğimini "yerkürede sevgili var da yere eğilmiş" diye yorumlayışını duyar gibiyim.
Tok gönüllerde şairler divana oturur.
Sensizliğin tarifini ayırt edemezler çatlayana kadar yemiş de doymamış şu gözlerden.
Kumsalda yalın ayak gezmeye değmişliği var sana gelmelerin, anlatamıyorum.
Yağmur görmüş kurak toprakların kokusu sinmiş üstüne.
Mekanik bir bozukluk ya da baştan savma bir yokluk.
Bu kadar samimi nefret aşktan doğmaz, sen yanlışa sevdalanmışsın.
Bu kadar yanlış sevda bir gönülde tutulmaz, sen yanlış kapılara kilit sürmüşsün.