Çoğu kez unutuldu, neden ona garip geliyordu ki?

 

Abdi abi, elli yaşlarında beş çocuk babası ve geçimini tarımla sağlıyor. Büyükşehirde oğlu var bir de, Mehmet; on altı, on yedi yaşlarında iyi çocuktur. O da hayata erken atıldı.

"Kaç kere dedim okuyun da adam olun!" Neyse Mehmet tekstilde çalışır. Abdi abiye para yolladı yolladı, yollamadı sen o zaman gör Abdi abiyi, dert tellağı gibi dolanır ortalıkta.

Tarım işçisi dedik, izin verseler olacak da aylarca süren elektrik kesintisi yüzünden ekemiyor da ekinlerini. O da çareyi suya pek ihtiyaç gerektirmeyen soğan ekmekte buldu. Bu kararı verdi vermesine de başına geleceklerden bihaber!

Soğan fiyatları ekin başlarında yüksek, Abdi abinin hayal dünyası süslüyor. Tek ümidi zaten başka çare mi var? Gel zaman git zaman hasat zamanı geldi çattı, beklendiği gibi olmadı, ya ne olacaktı garibin işi ne zaman rast gitmiş ki?

Soğan fiyatları rezil rüsva. Abdi abi tedirgin, geceleri gözlere uyku girmez, onca ay ümit ettikten sonra kolay mı? Verdiği emek değil de içinde büyüttüğü ümit parçaladı Abdi abiyi.


Yok efendim, öyle olmaz, oturup ağlamanın sırası değil.

Çareyi tonlarca soğanı evinin önündeki bağ gölgelerinde dökmeye karar verdi. Günde iki, üç defa karıştırır bir de soğanları bozulmasın diye. Bir ümit, belki alıcısını bulur. Yine mi ümit hass... Ah be Abdi abi! Öldürecek seni bu ümit. Hep ters gidecek değil ya, telefon çaldı. Küçük kızı,

— Baba telefon çalıyor.

— Merhaba Abdi abi, ben Ferit nasılsın nasıl gidiyor?

— Oo Ferit şükür elhamdülillah. Sen nasılsın, nasıl gidiyor?

Klasik, samimiyetsiz konuşmalar işte. Ferit'in ne için aradığını bilse daha farklı konuşacak da...


Ferit otuz yaşlarında, memuriyette şu an. Okuyup büyük adam olmuş, Abdi abinin köyden komşusu, fikirleri ve davranışlarına baktığında komünist görüşlü olduğunu hemen anlarsın ama aramızda kalsın aman ha devlet babası duyarsa memuriyeti gider. Kolay mı bu zamanda beyaz yakalı olmak?

— Ee ferit aramazdın, hayırdır?

— Abdi abi, soğanlarına alıcı bulamıyormuşsun duyduğuma göre. Benim üniversiteden bir arkadaş var, Mervan. O da diplomalı pazarcı, almak istiyor soğanlarını.


Abdi abinin ağzı kulaklarında, kendinden çok çocukları için seviniyor, şükür birileri hatırladı onu.

Çoğu kez unutuldu dedim ya; Abdi abi askerdeyken vurulmuştu, güya gazi statüsünden maaşa bağlanılması lazımdı. Devlet onu da unutmuştu. Gerçi hiçbir zaman hatırlamadı ki unutmuş olsun hatta onu değil coğrafyayı unutmuşlar. Abdi abi de arada kaynamış gitmiş işte. Sahiden coğrafya kader mi?