kızı mı? gerçekten kızı mıydı? ben 6 yıl boyunca beklemiştim oysa ki. kalakaldım öylece. elimden bir şey gelmezdi bu saatten sonra. hafif gözlerim doldu fakat bunu belli etmemeye çalıştım. o sırada yüzüme bakıyordu... acı çekiyordum. hiçbir zaman sevilmeyecektim, biliyordum. ah, sevdiğim kişi neden sevmedi ki? ona kalbimi vermekten başka bir şey yapmamıştım. yoksa ben bir kalbe sahip çıkamıyor muydum?

biz böyle beklerken, arkadan 'baba, canım babam' diye sesler duydum. kalbim... ağrıyordu. bu dayanılmaz bir acıydı. selam verip oradan ayrıldım. doğruca bahçeye çıktım, köşeye geçtim. ağlıyordum. gözyaşlarım, özgürlüğüne işte şimdi kavuşuyordu. neden? ben sevmekten başka bir şey yapmamıştım. beni beklediğini düşünüyordum. her daim bir umut taşıyordum içimde...

artık umudumu sökmüştü yerinden. benim kalbim artık yoktu.

biraz ağladıktan sonra, yan tarafıma doğru baktım. orada durmuş, bana bakıyordu. gözleri kırmızılaşmıştı. bu ne demek oluyordu? ağlamış mıydı?

"ben seni hep bekledim." bu sözü söyledikten sonra bana doğru yavaş adımlar atmaya başladı. hayır, hayır, hayır. hayal görüyorum. inanmıyorum. Allah'ım, rüya mı bu? korkuyorum. üşüyorum. ellerim titriyor.

işte şimdi en yakınımdaydı. beni kollarının arasına aldı.

"o benim kızım değil, yeğenim. abim öldüğü için, beni babası sanıyor."

bana açıklama yapması bile... ah, ne acı. ne kadar acı şeyler yaşamıştı böyle...

titriyordum, durduramıyordum. kendini geri çekti, yüzümü ellerinin arasına aldı. baktı, baktı... bir ara kaşlarını çattı, sonra gülümsedi.

"çok özlemişim."

söylenecek söz yoktu, ağlıyordum. sarıldım beline. konuşamıyordum. koskoca 6 yıl geçmişti...


bir ses geliyordu, alarm sesi miydi o? saat sabahın 8'i mi? derse geç kalmıştım işte. daha müdürün yanına gitmem gerekecekti, müfettişlerin de okula gitmesine çok az kalmıştı...