Ben senin elbisenim
Cildini benimkine giydir…
Daha ne kadar ağlayacaksın?
Altından da olsa gözyaşların
Bu seni kral yapmaz.

Zevki yaşamak…
Seni iyileştirebilecek tek tedavidir.
Bu aşka gel,
Hiç olmazsa bu geceliğine…
Bu gözlerin içine bak,
Kaderine…

Sen sürekli giden
Lakin hiç durmayan adamlardansın
Bir rüzgarın çivileri adımlarına mıhlanmış…
Bu aşka gel, hiç olmazsa bu geceliğine…
Bu gözlerin içine bak , kaderine…

Mağrib’in oğulları İspanya’nın vadisinden içlerine çeker havayı…
En güzel peri bile kapında köle olur…
Ve bir şarkı söyle benim için sigarayla demlendirdiğin nefesinle…
Ellerini ellerimde gezdir. Bırak şarkı söylesinler…
Kuş burnu, sesleri ve renkleri çizer ellere ve ayaklara…

Hiç bir şeyi es geçmeyen korkular, yüreğimde deliler gibi dolanır.
Kalk ve yüreğimi dinle, kesme onun sözünü…
O atıyor,çünkü artık kıpırdamıyor zaman. Tutku dudaklarından gelen güneştir…
Biz ise müzik üstatlarının yüce sesiyiz…
Yatak çarşaflarının yukarısında…
Endülüs’ün kokuları…
Kınalı saçlar…
Ve Afrika’nın gözleri…
Gecenin karanlığında gök kubbe gibi parılda…
Öp beni...
Sabah geliyor ve aşk gidiyor…