sadık olmadığım kadının hayaletine sadığım
şimdi ekmek ve şarap şöyle bir yanda dursun
akşamlar vurulsun veya tenhalar gündüz
akrep üçe vursun, mehpâre kadınlığına ağlasın
bir otobüs kapımı çalsın, kapım sana açılsın
bir yıldızın gafil düşmesi gibi güne
perdeler günü benden kaçırsın
salkım saçak kondurulmuş yüzüne tebessüm
güzelim sözlerinde mektup sersemliği
ben senin gibi imgeler kuramam ki
yanında bir buğday gibi yavan şairliğim
başım erdikçe sana secde ediyorum
bir edebiyat kumpanyasıyla alıyorum soluğu
at arabalarında taşınır ırgatlığım devrilmeden
adım attığım her şehre mabedini dikiyorum
kadim sen, kıblem sen, kabem sen
kandillerden seherin ışıkları yükseliyor
gözleri mahmur sokaklara seni anlatıyorum
senin adınla başlıyorum günün bereketine
-simitçiler çocuklarla bir yerde kardeştir
ve dükkan açmak matah bir iş değildir
bunu da biliyorum-
ben seni söyledikçe ellerim bolarıyor
incir çekirdeğini doldurmaz işlerle
gönlümün tezgahından çıkarıyorum ekmeğimi
...
suratıma kapanan kilise kapılarını yakacağım
sonra bir eşiğe çöküp sigara yakacağım
bunun için para alacak değilim
sonra gidip bir minareyi boydan devirecek
suratıma tükürmüş imamın sakalını keseceğim
bunun için de
...
şimdi tüm bu kötülükler bir yanda dursun
ben senin sahilinde oturmuş seni düşünüyorum
çocukluğum gibi biliyorum burayı
attığın her adım aşina
senin olduğun her yer memleket
güzelim, her fani gibi öleceğim elbet
bunu damarımda akan kanda hissediyorum
yarında görüyorum
seni düşünüyorum, güzel geliyor ölüm bile
Said Bahçeci
2020-08-17T21:32:35+03:00Teşekkür ederim güzel yorumunuz için.
Reyhan Polat
2020-08-17T11:57:54+03:00"yanında bir buğday gibi yavan şairliğim
başım erdikçe sana secde ediyorum"
Teslimiyet kokan şiirleri çok severim. Güzel yazmışsınız kaleminize sağlık.