Bir at, birkaç kış daha elma yer durur

Bir yerlerde atlar ölür

Bir yerler bilirim; avucumda bir elmayla tanrıya dua ettiğim yerler

Bu bir sürgün, bir düşüş olsa gerek


Yamalı yerlerimde bir bahçe bilirdim eskiden

Şimdi kalan yamasız yerlerimle öylece düşünürken

Gül dallarımı, papatyalarımı tarumar eden

Bu dört tarafı bekleyişlerle çevrili

Bu bir küf, bu yaşamak olsa gerek


Çocukluktu yaşamak; çocuklukta yaşamak kelebek kanadıydı

Bilirdim; bilmediğim kapıların, iş hanlarının, bilmediğim tanrıların küsmüşlüğünü

Şimdi gel karanlığı anlat

Çünkü karanlık herkes için eşit, herkesin bir karanlığı var

Odaların, kentlerin, ölümün, ranzaların karanlığı


Öylece göz çukurlarımda mermer soğukluğu

Ve asfaltlarda filizlenip tonlarca eziliyorum

Taşı sıksam; sularıyla karışıyorum

Sularıyla yürürlüğe giriyor yaşamı bilmezliğim