“İnsan acı duyabiliyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyabiliyorsa insandır."
Tolstoy
Herkesin iki yüzü vardır. Maharet karşındakine bakıp kendi iyi tarafını görebilmektir. Budur doğru olan gerçek.
Çünkü unutmamak gerekir ki herkesin kötü olan tarafı, dış dünyaya bakarak şekillendirip büyüttüğü bir yetişkin sadece. Önyargıları olan, içine doğduğu evdeki insanları taklit ederek yolu yürüyen, tecrübelerinden kendine göre bir savunma mekanizması geliştirmiş bir yetişkin... Her insanda farklı gelişmiş. O yüzden anlamak da anlaşmak da zor!
Ama iyi olan tarafı, içindeki o hiç büyümeyen çocuk, oyuna hazır. Yeni birini tanımaya hazır. Meraklı, heyecanlı, sevgi dolu ve vermeye hazır.
Hatırla şimdi!
Tanıdığın biri değil o, önce ondan emin ol!
Onu tanımaya, sonra anlamaya çalış.
Hayatta önümüze çıkan tercihlerde endişelenmeden seçim yapmak için yeteneklerinin ve yaratıcı dürtülerinin rehberliğine güven.
Dünya adildir! Cezalandırma ve fedakarlık yerine sevgiyle yaptığımız her eylemde, kazan- kazan vardır.
Tanrı’nın egemenliği içimizdedir.
Kendini çok zengin veya ölümsüz olarak hayal etmeye benziyor biraz aydınlanmak, sadece ironik bir şekilde aynı yaşamın içinde ama eskisinden çok farklı bir zihniyetle ne kadar sınırsız olduğunuzu görebiliyorsunuz.
Hâliyle dünya korkunç bir yer olmaktan çıkıyor ve bu birleştirici tona uyumlanmanın ödülü ise dünyada, cenneti görme durumuna taşıyabiliyor insanı.
Empati; titreşim yoluyla doğrudan bilgi edindiğimiz, kalbin yaydığı muhteşem duyarlılığın adıdır. Empatinin iyileştirme gücü yüksektir, kalbinizin kasılmasına neden olabilecek yaşamsal zararı olan seçimler yapmanıza engel olur ve hatta geçmişte kaldığını düşündüğümüz o küçük çocuğun kırgınlıklarının içine doğrudan sızıp, sevgiyle dönüştürüp, ikiliğin kaybolmasını sağlar.
İnsana doğuştan gelen,
her şeyin içindeki ruhu görebilmeyi sağlayan, en büyük yeteneğidir.
Evrimleştikçe kalp gerçek anlamda yeni beyin merkezi haline gelir ve insan, aklını değil de kalbini kullanmayı öğrenebilirse zenginleşir ve ölümsüz olur ancak.