dinmiş bir fırtına çakıldı sırtıma
avuçlarımda iki delik, yüzümde yaş
anlamında yorulduğum dehliz
şarkıların yankısıyla kırılan etim
mutlak arzuların küfesinde yıkılış
hepimiz bir gece, malum olan
hepimiz deniz
vahşi mevsimlerin tatsız meyvelerini ısıran
ağzının etrafında bin yıllık küfürle
bileğine silen suratını
kokusunu derisine diken canavar
kızaran kusursuz yüzünde
alaz alaz yangınların başını
bir serçe kucaklar
benim de damarlarımda bir yokluk gezer
tahtalaşmış geçmişlerin çöplüğünde
voltası bitmeyen bekleyişler çöker
gövdem yanar gövdem
çaldığım nefeslerin cenginde
doğmamış çocukların bedduası vurur
sakatlanır kalırım geceye
ne elim tutar, ne gönlüm
ışığında kaybolurum
en az iki kaburgam kırıktır sana
tellerin arkasında bir çift bakış
ölümün başında öylece durur
öylece geçer ömür
en az bir hayat borcum vardır sana
sensiz geçmiş
onlarca mezar taşına sarıldığım
rüzgara secde ettiğim bir hayat
en az bir gece
gölgem düşmüştür yüzüne
kalkıp yatağından geceye
sessizce ağlayıp, Akmer
yokmuşum gibi
sanki hiç seni öpmemişim gibi
ışığı kapat
en az bir defa yanmışım sana
karanlıkta haykıran kendini
bir garip ışık gibi
...
en az bir defa Akmer
ölmüşüm sana.
Matemi Ziyan
2021-07-24T17:57:11+03:00Teşekkür ederim Jean, beğenmene sevindim.
Jean Valjean
2021-07-24T14:45:52+03:00Çokça sevdiğim yerler oldu. Güzel bir şiir. Tebrik ederim.