Sana kıyamadım diye mi kaybettim seni

Kızamadım diye mi ezip geçtin beni

Güya çok severdi

Hiç üzmek istemezdin beni


Hani sence karışmıştık ya bir hayli

Bilmeden, habersizce

Çözülmeden giden sen

Ortada bırakılan bendim canice


Bir tek kaldırım taşları ve dilsiz bir sırdaş şahit olanlara

Arkası boş inkârın kolaydı aslında

Çünkü yık demiştim bütün suçu bana


Gözüm kapalıyken akla gelen bir sahne artık anın

Rüyalarıma bile girmeyen

Bilincimin hükmü dışında


Çünkü ne zaman gelsen aklıma

Kontrol altına alınamayan bir yangın gibiydi hasretin

Yeşili kül, gülüşü heder eden


Arkadaş kalabilelim diye böyle olması gerekiyormuş

En büyük yalan buydu zaten

Oysaki

Seni sevdim ama seni sevmeyi istemedim diyebilirdi bana


En fazla oturup ağlardım

O şahit kaldırım taşlarında, dilsiz sırdaşımla

Olduramadığımız olması gerekenlerin karanlığı sarılı kaldı kalbe

Bu halde esir kaldım yalandan yontulmuş demir parmaklıklı

ve

duvarları geçmişin izlerinden örülmüş bir mahzende