Sahaflardan tüf soruyorum,

işim bu benim.

 

İşim bu,

Bayezıt’da, Bezirgan’da

derin ve uzun yarıklar arıyorum

Tomurcuklanan kirli oyuklar oluyor harfler

Nedim veya Baki’den haber soruyorum.

“Enis-i dilden” ses yok haylidir

Haylidir ölüm yokluyor alyan pencereyi

 

Kaynar saatlerde saçımı yolduğumdan beridir

aklımın boşluklarında kıyı bucak duruyorum.

Ne bir pastel sarılık kamu binalarında,

ne bir lale izi sümbülbahçeden

hiçbir görkem, hiçbir kaçım hiçbir,

lavında ışıyacağım

 hiçbir şey yok

 

Uzun yarıklar arıyorum sayfa dolusu

içinde küferen duyguların taze kanı

içinde belagatten sıyrılan birkaç his,

usu şerefli, güçlü yarıklar arıyorum.

Bir göğü indirip ağaçların altına seriyorum

Dinle hududun ulu çamları altında onu:

 

“Hiçbir kavga sevmekten uzun değildir”