Bunca acının olduğu dünyada

Yaşamaya mecbur kılan şeylere kızgınım

İnancın cepheleri düşmüş

Zırhsız bir şükür var dilimde

Çok üşüyorum

Ancak bir iki mısra dayanıyor ellerim

Kederimi nakşedemiyorum soğuk cama

Hava: sıfırın altında yazamadıklarım

Harcına su değil kan yürümüş bu enkazın

Etler kumu, kemikler çakılı

Terkedilmiş bu sessiz şehirde

Artık her yer mezar, her yer mezarlık

Bunca acının olduğu dünyada

Gülebildiğim tek şey acı sandıklarım

Hala neden nefes aldığıma kızıyorum

Sonra sevdiğim biri doğuyor güneşle

Sonra sevdiğim biri batıyor güneşle

Böyle geçiyor ömür ve günler

Bunca acının olduğu dünyada

Mecburum 

Yaşamaya

Kızgınım