İçinden geçilmeyen
hiçbir yalnızlığın
Bahsini etmeyeceğim sana ama
Ben mi bölünüyorum bin parçaya
Yoksa sen mi görmüştün bu düşü de
Her seferinde
Bir leke gibi düşüyor alnımın tam ortasına
Tutup çekiyor tetiği
Tereddüt etmeden
Anımsayamıyorum
Ufalanıyor gitgide tüm anılarım
Biliyorum
Yitip giden onca kelime
Hesap soruyor şimdi senden
İhtimaller çoğalıyor sabaha karşı bir kumsalda
Kutsal olmasını dilerdim
Ama değil
Hiç oraya ait hissetmedin
Yerde bulduğun anahtar
Hiçbir kapıyı açamaz
Kırılmış bütün kapılara inat
Ve bir gün açması umuduyla
Saklayacağını biliyorum
Umut hala var ama
Öyle yaşamaya ikna edemiyor seni
İncecik süzülüyor karanlığından
Bu da bir şey diyor ağını tekneye çeken balıkçı
Elli altıncı düğüm atıldı
Sana söz, artık duymayacaksın bu gıcırtıyı
Bir enkaz devraldın
Ama
Teşekkürümüz buna değil
Bu enkazın üzerinden atlayamazdın
Kırılmış dört yüz ayna
Yerde, sana bakan dört yüz aksin
Kabus desen değil
Aslında bir sır da değil
Şeytan işidir bu olsa olsa