Büyük İstanbul

Kocaman İstanbul

Koskocaman İstanbul

Döküntünün saçıntı cebi E5

Dört sene tırmandığım Beyazıd'ın yokuşu

Hiç göstermedi bana Seyit Lutfullah'ı

Boğaz'dan küfretmiş Tevfik Fikret

Esenler bağırsaklarıdır İstanbul'un

Bilir misiniz İstanbul benim babamdır

Öldü tam ben on iki yaşındayken

Yaşamayı bilirdi babam

Dedem tam yetmişinde öldü

Bilir misiniz rica etsem

Benim bildiğim hiçbir şey yoktur

Şehir, o, lağım üstüdür

Alttan kokular dolaşırken

Neon tabelalar izlek olur kentliye

Kentli olmak bi' nevi sinestezi

Beşiktaş'ta tinerciler yol verir sana

Esenler'de polis ismini sormadan tokat atar

Bilir misiniz ben tam on iki yaşındayken

Silah gördüm alnımın çatına doğru

Evet tam on iki

Hani hayatın bir sonu vardı

Hayatın sonları biter mi

Biz hepsinden sapıp duvara toslarız

Cihangir'de sosyal tesisin yanındaki park

Ot çeker orada binbir züppe

Bilir misiniz ben tam on iki yaşında tanıdım

Nasıl kokar ot

Tam on iki

Ders programına esrar sarardı S*****

Şimdiki mudavim mekanı Hz.Ali Camii

Mecidiyeköy'de herkesin acelesi var

Nerede Mümtaz'ın pineklediği kahve

Orada zaman duvağı kalkmamış bir gelin gibiydi

İleride tuvalet temizleyeceğine inanmadığımız o kadınlar gibi

Sanki Beatriche

İlahi be komedya!


Binlerce ses

Benden mi geliyor, onlardan mı

Elim dolu, çantamda yer olsa ne

Seni alamam

Gideceğim bırak

Kaktüsün balı vardı da dikeni dert oldu

Ben sizden miyim ki

Hiç mülakata girmedim bu yaşıma kadar

En iyisi Sade bulup yakalım

En iyisi muskadan bir pusula

En iyisi mahpusu ikiye yaralım

Birileri sınıflarda, birileri kışlalarda

Bilir misiniz çakma Columbia bıçak 12 liraydı

Ben tam on iki yaşındayken

Burada kimlikten çok bıçak var bilir misiniz

Ben köyden bir gül dalını sopa diye getirdim

Kentte gülü n'apacaksın

O zamanlar sümüklüyüm, botum yırtık

Derya Öğretmen beni ***u ile oturtmuştu

Ağlayıp kaçmıştı bir ders sonra benden

E*** sınıfta adet olmuştu

İ***** külotlu çorabını giymeyi unutmuştu

Ben tam on iki yaşındayken


Ağva'nın denizinin altı çakıldır

Asılı kalırsın, zemin seni keser

Boy vermek bir meziyetmiş

Hiç tatile gitmemiş çocuk gördünüz mü

Onlar için her birikinti denizdir

Bölge Parkı'nda üç metreye elli santim

Bir süs havuzunda yüzmeye çalışırdık

Ben tam on iki yaşındayken

Geçen gece Macfarland, USA'i izlerken aklıma geldi

Kevin Costner'sızlık derinden etkiledi


İntihardan vazgeçilmez, ertelenir

Şu an saat tam on iki iken bunu yazmak

Gece sinsi bir pusu

Anı kestirilmez, gelir düşürür beni odamda

Şakaklarım bir meleğin cinnetinde

Şimdi isterdim babam "Yat, uyu!" desin

Kitleyin beni hiçten bir vazoya

Ters çevirip annemin Kur'an'ının yanına koyun

Kimse bir daha takılıp kıramasın zindanımı

Öyle kırbaçlayın ki kavuşayım o Allah'a

İlahi tuttursun dilim

Saat tam on iki iken

Birileri çıkıp gelebilir mi

Bir huviyeti hatırlamamak kuşkusu

Vucutsuz aşkların boşluğunda sallanmak

Kırkımda bu mu olacağım

Kimin sevdasına dilenciyim

Kim benim komplom

Harcıalem mi bu kader insana

Bir denizden mugayır ruhum

Buldu eskizini o süs havuzunda

Diz çöktüm, daussıla çarptı bana

Şimdiden kırıklarım arttı

Ben senden geçemem, anladım

Saat tam on iki iken


İnsan niye şiir yazar

Goethe Werther'i nasıl yazmış

Bu gece bu soruları sormadan cevabını buldum

Saat tam on iki iken

After Life'ın komik sahnelerinde bile ağlıyorum

Biri çıkıp gelsin

Beni sürsün bir yokuşa

Yoruldum diyemeyeyim

Beni öldürsün biri

Ben yapmadan

Biri gelsin penceremden atsın beni

Babamın tabutunun taşındığı kaldırıma

Biri gelsin vursun beni silahla

Kahpece ve arkadan olsun


Yardım et ey Allah

Bunu yapsan yapsan sen yaparsın

Bul beni benim içimden

Tersyüz et beni

Göster bana

Ey Allah, kimim ben

Son çarem sensin

Bu gece bir kafiri daha inandırdın

Bu gece bir alkolik daha tovbe etti

Bu gece bir aşk daha bitti

Bu gece iki kişi uyuyamadı

Ey Allah, büyüklüğüne ne şüphe

Doksan dokuz ismin var

Bize de bağışla senden

Benim son ismim bir barkot oldu

Üstünde numaralar

T****'yla Ö*** yıkadı beni

O***, ağlayacak mı acaba

O****** namazdan önce ve sonra sigara yaktı

Ablam beni on iki yıldır görmemişti

Annem beni on iki yıl sonra gördü

Altmış yedi tane değil

Dort yüz doksan yedi yurt var bana artık

Ey Allah, sana vardım

Gayri görme beni

Aç kollarını

Tövbemle geldim

Tam on iki yıl sonra

La ilahe illalah

                         -demek isterdim


Çarnaçar biletimi aldım

Kesmiş bir viraneye o yüceler

Hepimizin gitmeyi beklediği yer orasıymış

Cam kenarı isterdim

ŞikayetVar'a yazdım

Sanırım çekmiyor buradan

Bir Epope Turizm otobüsü

Sandıklarım var altın işlemeli

Hepsini almadılar

Koltuklar sigara yanıklarıyla dolu

Koltuklar ekransız

Koltuklar dikleşmiyor

Nilgün Marmara yanımda

O hala inememiş, yer beğenmiyor kahpe

Bana Kağan'ı anlattı

Başını kaçırdığm için babası sandım

Ben çabuk indim

Yolda Atatürk'ü gördüm

                           -El falına inanmıyormuş

Ahmet Hamdi'yi gördüm

                           -Sevdalarımı dinlemezmiş

Tevfik Fikret'i gördüm

                          -Artık baharı beklemiyormuş

Babamı gördüm

                           -Bana sarlmadı

Tam on iki durak sürdü yerimi bulmam

Tam on iki durak sonra

Anladım ki sandıklarım boşmuş

Madem öyle sanmıyorum artık

Uzandım ve derin nefeslerim...

Bir dakika ne saçma

Acaba Peyami gibi kurşun mu yedim

Üçe kadar sayacağım tam dört kere

Tam on iki iken bir daha uyanmayacağım.



Öğlen uyandım maalesef

Saat tam on iki

Hepsi nevrotik bir rüyaymış

Tam on iki yaşındayım

Babam kanser ve ölmesine on iki gün var

On iki hafta sonra lise sınavına gireceğim

Gideceğim liseden evim tam on iki durak

İlk kez aşık olmama on iki ay var

Ve Epope Turizm'e rezervasyonum tam on iki yıl sonrasına