Yapmak istemediklerimiz için alarmları her sabah erteliyoruz fakat yapmak istediklerimizi neden erteliyoruz anlamıyorum. Çocukların gerçekten cevabını bilmediği için sorduğu sorulara benzemiyor bu, yetişkinlerin cevaplamaya korktuğu sorulardan. Birkaç dakika geçti mi saati, birkaç gün geçti mi haftayı, birkaç ay geçti mi mevsimi bitiriyoruz kafamızda bir şeylere başlamak için, kısacık ömrümüzde. Sanki üstü kalsın der gibi harcıyoruz zamanı. (Herkesin ortak sermayesi olan zaman ama bazıları ticaret yapmasını bilmiyor, üstelik yöntem de son derece ilkel: takas.) Bütün hayatımız sayılardan, hesaplardan ibaret oluyor doğru sonucu bulacakmışız gibi. Bazen bir yolunu buluyoruz başlamanın ama olmadığında bitiriyoruz her şeyi, sanki yolu uzattığımızda yepyeni bir yer hiç keşfetmemiş, tanıdık birine rastlamamışız gibi… Korkuyoruz, ölmekten değil yaşamaktan.