Bilinçlilik ve kişinin benliğiyle uyumsuzluğunun, ayrılmaz biçimde birbirlerine bağlı hattâ birbirleriyle orantılı olduğu sonucu çıkar. Bu her ne kadar kulağa bir paradoks gibi gelse de, gelmiş geçmiş en bilge kişiler doğruluğuna tanıklık etmiştir. Bu dünyayı olağanüstü parlak bir ışıkta görerek farkına varabilmiş, insanlık dediğimiz sanat eserini yaşamlarıyla ve sözleriyle herkesten çok oluşturmuş, dönüştürmüş birçok kadın ve erkek, içsel uyumsuzluklarının sancılarının onları herkesten çok paramparça ettiğini, konuşmalarıyla, yazılarıyla hattâ doğrudan yaşamlarıyla ortaya koymuştur. Bunun acısını çeken kişinin avuntusu da bu olsun. Bu olmaksızın kalıcı hiçbir şey üretilemezdi zaten.
s, 141