Bir nefesin elleri, eteğinden çekiştiriyor.
Sözlerin, olur olmaz ânda ağlamaya başlıyor.
Evinden çıktığında yağmura yakalanıyorsun.
Bu diyârın da çivisi çıkmış; herkes, yalın ayak...
Sen, boynuna dolanan karanlığı aydınlatabiliyor musun?
Hani bir kuşun kanat çırpışını görünce kalbin titriyor mu hâlâ?
Ben, t'uzaklardan seçemedim berrâk yüzünü.
Bakışlarının y'önünde değilim ki, değilim.
Bakışlarından akan nehrin içinde yüzmekteyim!
Sen, buluttan nem kapıp dudağını büzüyorsun.
Lâkin üzdüğün her zerrenin pençesi, ensende.
Hıçkıra hıçkıra güldüğünü duyar gibiyim...
Söyle, hangi kapının eşiğinde çürüyorsun?