Bir çocuğun yankılanan sesinden zevk alışı,

Geri dönen bir şeyin olma umuduyla sarsılış…

Benim sesimin geri dönmeyişi,

Çığlıklarımın, azınlıklı baharlarımın inleyişi,

Bir zamanlar kim olduğumu ararken 

Şimdi kimliğimi hatırlamaya evrilişi.

Dünyanın bir cezbedişi, bir de yaşamaya elverişi.


Benim yaşamım daha çok,

Kuru topraklara elverişliydi.

Sulansam büyümem…

Marsta da olsam patates gibi yetişmem.

Doğrularım yanlışlarım olmadığı gibi,

Serzenişle yeşermem.

Bir umutla döndürmeye çalışırım solan yapraklarımı,

Solan anılar gibi, ölüleri diriltemem.


Anlatacak bir şeyim kalmadı

Kendimi hayranlıkla dinletecek

Cümlelerim kaldı mı bilmem,

Kekemeden hallice.

Yıldızların barışmadığı her faniye uyumumdan,

Dün uykumdan bugün varlığıma uyanamayışımdan,

Sessizlikle kaybolan sıradan insanlar arasında,

Karnımı yaran hiçlik pazarından

Bir elma.


Elma ama bölünmeyeninden,

Tatlı ama yenilmeyeninden,

İlk günah gibi çekici,

Sonra pişmanlık seven kaderinin içinden.

Bir yankıysa hayatım,

Hüzünlerin geri döndüğüdür.

Heybemde birikmesin kimsenin hüznü aman,

Şimdi onları da dert edip,

Gölgemi kemirmeyeyim öldüğüm yerden.