Hüznün sonbaharını yaşadın mı sen hiç çocuk?
Bitmek bilmeyen gönül kavurucu rüzgarların arasında yüzüne hiç dert yaprakları savruldu mu?
Kurduğun hayallerin hiç gerçekleşmeyeceğini bilsen büyümek ister miydin hiç?
Şimdi karşındayım, okuldan gelip hayallere dalmışsın koltuğunda yine,
Karşındayım, haykırıyorum istediğin gibi olmayacak diye,
O hayaller hep asılı kalacak gönül pencerende diye...
Beni duymuyorsun, duysan da vazgeçer misin ki zaten hayallerinden?
Duysan, inanır mısın bana?
Sen yine vazgeçme, inan be çocuk,
Kur hayallerini ki en azından hatıralarımda tatlı bir parça kalsın.
Ellerini uzat çocuk, hayaline dokunmaya çalış,
Yüzüme çarpan yapraklara inat, yüreğinde umutla yaşa.
Büyüdükçe hayaller belki farklılaşacak ama yok olmayacak, anla.
Kırılsa da bazen umutlar, yeniden yeşerir baharla.
Hayallerin asılı pencerende, birer inci tanesi, Vazgeçme çocuk, inan kendine,
Hayatın getirdiği dalgaları aşmak için, içindeki güce sevdalı ol, ona sarıl.
Gecenin sessizliğinde, yıldızlar seninle konuşacak,
Rüyalarında gerçekleşecek o hayaller, bir bir.
Belki geç olur, belki zor olur ama olur.
Umutsuzluğa kapılma çünkü her yeni günle başlar bir yenilik, bir nefes tazecik.
Kurduğun hayallerle büyü çocuk, yarınlara bak gülümseyerek,
Sonbaharın hüznünü yaşayacaksın ama kırgın olma çünkü elbet gelecek ilkbahar da.
Dinle beni, duy beni çocuk, uzat elini bana.
Umut hep yanında var olsun,
Ve hayallerini kur be çocuk, vazgeçme,
En azından hatıralarımda tatlı bir parça kalsın.