Eski kayıkhanede bir şarapçı yaşardı
Hep ikiyi çeyrek geçen bozuk bir saat takardı
Her dolunay çıktığında saatine bakardı
Çömelip iskeleye bir cigara sarardı
O cigarayı, cigara efkarını yakardı
Uzak bir zamandı,
Yine böyle bir gece, dolunayın koynunda
Yine aynı iskelede
Bir el dolanıyordu suratında
“Vakit yakın, gideceğim” diyordu kadın
Sonra bir şiir okuyordu gökyüzüne bakarak
“Nasıl oluyor da korkmuyorsun?” dedi adam
“Üç şiirlik ömür” dedi kadın
“Ben ömrümde korkuyla kafiye olan kelime görmedim”
Bir kahkaha patlattı ardından…
Yine böyle bir geceydi, gece dolunayın koynunda
Buğulu bir camın arkasında,
Bir serçe gibi çırpınıyordu kadın
Üç şiirlik bir ömrün son şiirini yazıyordu çırpınan elleri
Soğuk bir ses çınlıyordu adamın kulağında
“Ölüm saati 2.15”
Eski kayıkhanede bir şarapçı yaşardı
Hep ikiyi çeyrek geçen bozuk bir saat takardı…
Ahmet
2021-06-20T14:41:36+03:00Şiirde çok iyi bir hava vardı bahsettiği ortamı hayal ettirdi sona doğru çok fazla şiir kelimesi geçti baydı biraz onun dışında genel havasını ben sevdim tebrikler
Ömer YER
2021-06-20T10:20:24+03:00"Üç şiirlik ömür" 👏🏻👏🏻