inan ki özlemiyorum seni, eskisi kadar ağlamıyorum bile. hiç vicdan azabı çekmiyorum baktığım gözlerde, dokunduğum tenlerde. yokluğuna sadık kalmayı bıraktım, boşluğuna sarılmayı bıraktım. çektim kendimi beklediğim cam kenarlarından, döndüğüm sokak köşelerinden. ev diyemem ama minderden küçük bir kalem var, bazı geceler hâlâ oraya saklanıyorum. senden kaçmayı öğrendikten sonra öğrendiğim ilk şey buydu. yine de mesele hiç yıkılması olmadı çünkü bundan korkarak yaşamayı da bıraktım. sana dair pek yazmıyorum, yaraları deşmektense sımsıkı dikiyorum tüm açıkları. sadece bil tamam mı? sakladığım onca sırrın hatrına, bil ve unut.