İçimdeki o çocuksu heyecanın ateşlenmesi bir iki cümle sadece, şımarmam sana değil bağışla ben benim seni sevişimin şımarığıyım. Yazdığım günlüklerin ilk sayfası gibi o his bildiniz, içinizde hissettiniz yeni kalem yeni günlük her şeyin çok güzel olacağı dilekleri tatlı bir geçmişe sitemle başlayan kenara tarihi atılan üç beş gülücük konulan sonuna, kapağı kapatınca yarını iple çektiğin, yeni sayfa açmak için...

Ya da senin ektiğin bir tohumun filizlenip boy verdiğini sana meyve verdiğini görmek gibi işte eskimedik bir his bu eskilerden anılınca bile içini ısıtan kalbini yeşerten özlemli sevgili dolu dolu bir his

Eve geldiğinde annenin yaptığı o sıcak kek kokusu annenin evde olduğunu bilme güveni ve seni sevdiğini hissetme mutluluğu gibi bir his yüz yıl sonra da eskimeyecek bir his

Çok sevdiğim bir şiir var aklıma o geldi bunları yazarken sizlerlede paylaşmak istiyorum;


Sıra dağlar çizmişsin taşlarla yoluna,

Ellerinle örmüşsün duvarları zamana,

Anılara dokunmaya, vakte tutunmaya,

Ne büyük çaba sarfetmişsin.

Gözlerinden okuyorum,

Sen eskidikçe, eksilmenin acısını farketmişsin.

Öyle olmasa direnirmisin?

Her şeyin eskisi hoş gelir insana bilirsin.

Sen bilirsin, ben bilirim, biz biliriz.

Zira bize lütuf geldi eskimek, hayaller kurduk.

Demlendikçe, tutunacaktik yıllanmadan, solduk.

Gönüller canan oldu,

Biz iki canın yalnızlığına uçtuk.

Öyle yalnızlık ki bu, mazi oldu dostumuz.

Öyle yalnızız ki zamana esir oldu ruhumuz.