Bir şeyler karalayacağım birazdan. Unutulmuş zannedilenleri yazacağım. İçimden dökülenler sahibine ulaşamayacak ama dökmem gerekiyor artık. Çok yoruldum. Zaman makinası icat etmeye çalışıyorum bazen. Makinanın içinden sana ulaşabilmeyi... Tek bir gün kavuşamaz mıydık? Eğlenceli hikâyeler yazıp yeniden gülemez miydik? Neden öldürdün kendini yüreğimde? Senden kalan kırıklar ara ara batıyorlar içimde. Çocukken böyle hayal etmemiştik. Büyürken ölmeyi düşünmemiştik. İkimiz de birbirimizi öldürdük dostum, mezarlarımıza çiçek bile götüremiyoruz. Başımdan onca şey geçti ki, hiçbirini anlatamadım sana. Beraber gülemedik, gözyaşı dökemedik. Kanayan anılar olduk birbirimize. Belki sen kabuk bağlamayı başardın ama ben yapamadım. Ne yapsam da sızıyorsun yaramın içinden. Sızım dostluğumuza koşuyor. Biz elveda diyemedik birbirimize. Sırtımdan yaralamış olsan da sarılıp veda etmek isterdim sana. Birlikte büyüdüğümüz yerlere, sıramıza, yoldaşlığımıza. Hayallerim senin kutunda kaldı. Hikâyelerimden birini açıp okusan keşke bana, birlikte ağlayıp dönsek o günlere. Yazdığımız gelecekte hayattaydık. Sonra yıllar geçti üzerinden. Sen yaşıyorsun, ben yaşıyorum ama biz  yaşamıyoruz. Hatıralarımızla birlikte gömüldük. Huzurla uyuyalım olur mu? Şu dünyadan bir yıldız gibi kayıp geçtik seninle. Şimdi başka gökyüzülerinde iki farklı yıldızız. Dilerim parıltın hiç sönmesin..