Beni duyun, beni görün, beni bilin isterim.

Tebessümün en güzelini aşırmışım sokaklardan

Öyle ki bir küçük gamzede buğulanmış gözlerim

En nihayetinde sizi sevmişim ben, tümden, yeni baştan.


Karanfil kokulu dönme dolaplar, pruvada sarhoş öpüşleri;

Bir başka renk şimdi yeşil, öykündüğüm aşklar bir başka...

Sanki buz hendekler kazılmıştı göğsüme doğduğum andan beri,

Şimdi isimsiz yangınlar var gönlümün soğuk boşluklarında.


Tutun ki yaşadım diyebilmek için bu yonca sahanlıklarda

Yürüyorum, cam göbeği gülümsüyor gökyüzü, siz de bakın!

En debdebeli mevsim bile sığınınca elbet sonsuzluğa

Durmayın, sürün muntazam güneşi, bir Güneş de siz yakın!


Deniz gibi maviyim sonunda, gök kadar deniz.

Ucunda sallanıyorum sonsuzluğun -ışıkları bir Tanrı'nın adıydı-

Ondan mı bir yıldız tozu parlaklığındaydı elleriniz,

Ondan mı gözlerinizde bir sahra parıltısı vardı?