https://www.tvnet.com.tr/belgesel-kitapligi/fuat-sezgin/roportajlar/ethem-sancak.html


"Sürüldüğüm zaman Galata Köprüsü'nün üstüne gittim, eski İstanbul’u, Üsküdar’ı seyrettim, ağladım."


Şimdi her uğrayışımda Galata Köprüsüne, Fuat Hoca gelecek yanıma ve ağlayacağız birlikte. Tarih yapan bir medeniyetten musluk çalan bir kültüre doğru sürükleniş reva mı? Her birimizin bir payı var. Bu satırları yazarken bile kendi yaptıklarımdan, ataletimden iğrendim; bizim de andımız olmalı Rabbimizle. Var zaten de unutmuşuz işte.


Benzer fikirleri Oktay Hoca'da ve İsmet Abi'de de görüyoruz ama Oktay Hoca'nınki biraz abartılmış, İsmet Abi'ninki şiirleştirilmiş hatta bir vuruşmaya dönmüş. Sezgin Hoca'nınki başka. O durmadan müşahede etmiş. Her hücresi bir bir yorgunluktan yığılana kadar çalışmış, görmüş. O yüzden abartılmış denmesini kabul edemem, edilmemeli. Büyük bir zeka.


Gülhaneyi mesken tutmuş. Tezat olarak görülebilir sonuçta Hoca toprak medeniyetinin, Hatt-ı Hümâyun'la zarar gördüğünü söylüyor ve orada yatıyor. İşte Hoca'nın orada istirahatinin sebebini de problemin kaynağına inmek diye açıklayabiliriz.


~