Açıldı ağzım

Kanamış bir kiraz ağacıyla

Tutup ağzımı giydin

Sesimi çıkarmadım


Sesimi çıkarmadım

Sapanla sabahı iten

Bu garip iki keskin kavramı

Ortada bir mesele yokmuş gibi

Kırılarak yaratan çocuklar karşısında

Hatta sustum denebilir

Sarı serum lastiklerini donlarına bağlamış

Kuşlarla


Muhtaç olan kendi kafasını taşıyor

Tuvalet kapılarını tekmeler gibi

Kesin bir kuşku bura


Terk ettiğin haritada işaretli

O sese çıkamazdım

Kesiğe düştü bedeni

Bıçakla kazdılar çünkü

Her salladığında yansıyan ışık

Uzanıp yerini gösterirdi

Ellerindeki çamuru bıraktı kaldırıma

Kim istiyorsa kendini yaratsın

Kendi Adem’i gitti

Sesimi çıkarmadım


İşte burada geçmiş günümüzle derzleniyor

Burada gürzden akan pas dikili

Kim müsaitse yetişsin

Yeni yanıklar filizleniyor çünkü

Ağzımı mühürlemek için