aynada görmekten aynı solgun yüzü 

kusuyorum kırmızı, mavi ve siyah 

tenim doğuştan mı solgundu?

bilmiyordum 

hatırlamıyordu annem 

ve ben babamdan çaldığım bir bıçakla oymuştum kendimi tüm fotoğraflardan 

göğsümde duruyordu aynı bıçak 

kim öğretmişti bana böyle yaşamayı? 

yeni doğmuştum, kulağıma adım yerine ıstırabı okumuşlardı 

acıyı,

kaybı, 

varamazlığı. 

büyüdüm

savaştım, savaşıyorum da hala 

ruhsuz ruhlu* bir babayla

ellerini üzerimden çekmeyen bir anneyle 

yarım kalmış bir çocuklukla

canla başla 

hayat yirmi yaşında Ahmet Erhan’ı andırıyordu 

kıştı, soğuktu, karaydı 

yağmur ha yağdı ha yağacak 

yağsaydı ya

örtseydi gözyaşlarımı 

ah... öyle yorgunum ki 

ölesiye yorgun

Anne! lütfen çek ellerini üzerimden