Durup durup yazma isteği geliyor çoğunlukla yazmamaya çalışıyorum bazen hızlıca gidiyor aklımda birikenler. Yaşamak gerekir yazmak için, üretmek yürümek adım atmak güneşi veya karanlığı görmek. Seni görmek, onu, onları, hiçleri,birleri, yarımları, bütünleri,yarınları,akşamları,sabahları. Devam etmek, inat etmek sevmek gerekir. Bir kimseyim şimdi ben. Ne içinde biriken ne de dışını şekle sokabilen. Dilini mühürleyebilen. Tüm saçmalıklar arasında en saçma benim şu an. Ne istediğimi bilmiyorum mesela bildiklerim hep geçici. Unuttuklarım eksiltiyor. Yürüyorum gönlünün kaldırımında. Yağmur yağıyor cam kırıkları ayağıma battı. Git. Dilimi kesip durma artık. Git. Can kırıklarını topla da git. Yıkık harabe sevdandan vazgeç de git artık. Doğmak için hiç geç kalınmaz biliyor musun? Sadece bir kere vardır diyemezsin çünkü karmaşıklığı seversin. Binden fazla doğarsın bir hayatta. Doğmak anlamını yitirir, ölmek gibi. Bir el uzatırsın yarına kalır ve aslında hep yaşarsın kırık saksıda bir vazo gibi. Evden çıkamazsın. Ev hep içindedir. Herkes evi arar ama o hep içindedir. Hangi bedende hangi dokunuşta ararsan ara bazı ruhlar için ev hep içindedir. Kendi kanından olmak zorunda değil bu yüzden tanışınca hiç şaşırmazsın çünkü hep seninledir. Aldatıcıdır çünkü atanmış evler vardır. Büyütürsün büyür ama aldanmadığında bilirsin mesafe silmez o evi,evleri hep seninledir. Çok sonra anlarsın silinmediklerini bazen de gecikirsin, bazen anlatırlar. Saksının kırık olması evin harabe olması seni aldatmaz vazgeçmezsin işte hep seninle yaşar. İçinde büyür çiçek açar ağacın ta ki tekrar ölene dek ve ruhu birine bir yere ulaşana dek belki de tekrar denk gelene dek.