Meditasyon yapmadan fark ettim bugün ağlamama sebep olan şeyin ne olduğunu. İnsanlar için küçük belki ama benim için büyük bir başarı. Neyse, bunu neden sizinle paylaşmak istedim bilmiyorum. Bazen bazı duygularla tek başına mücadele etmek zor oluyor sanırım. Bugünkü hissettiklerime gelecek olursak: Annem ve babam bir araya geldiklerinde ufak tartışmaları da onların arasına gelir, oturur çoğu zaman. Varlığımın bir parçası olan aşırı duyarlı reseptörlerimse beni hiç rahat bırakmazlar. Okurken “Yaa, ne kadar da hassassın.” dediğinizi duyar gibiyim. Ama böyleyim. İşte bu gibi durumlarda sığındığım başka bir evim vardı: Beni tüm kötü hislerimin içinden çekip çıkaracağına inandığım. Peki ya o evin yıkılışını gözlerinizle gördüyseniz ve artık yerinin sadece kurumuş, çatlamış bir toprakla kaplı olduğunu biliyorsanız. O zaman ne yapardınız? Bu tartışma da bana onun yokluğunu göstermek içindi sanki. Tek bir çiçeğin bile kalmadığı o bomboş toprakta yıkılmış bir evin gerçeği, rüzgarın sertçe esişi gibi çarptı yüzüme. Beni kurtaracağını sandığım bu dünyada tekrar kimsesiz kalışımı hatırlatmıştı.