Seni hatırlatıyor diye vazgeçmeyeceğim bir şeylerden.

En sevdiğim, en sevdiğin kokumdan

Vazgeçmeyeceğim sen seviyorsun diye.

Senin gözlerin gezindi diye

Okumaktan çekinmeyeceğim o kitabı.

Tekrar tekrar okuyacağım en sevdiğin cümleyi.

Acımayacağım, acınmayacağım..

Sen çok sevdin diye o parkı

Salıncağında sallanmaktan vazgeçmeyeceğim.

Güneşli günleri çok seviyorsun diye

Güneşe küsüp yağmuru beklemeyeceğim.

Sen nefes aldın diye bu şehirde

Bu şehirden nefret etmeyeceğim.

Bu dünyayı görmekten vazgeçmeyeceğim,

Bi rüzgar eser, senin nefesin benim sana ağlayan kirpiklerime değer diye.

Senin adımların var diye bu yollarda

O yollarda kendimi tek başıma yürümek zorunda gibi hissetmeyeceğim.

Ama senin gözlerin başkalarına böylesine değdi diye

Gönül vermeden bir daha gönül işlerine girmeyeceğim.

Bu şehir bizi maziye gömdü diye

Ben maziye gömmeyeceğim.

Yaşayacağım seni.

Yaşayacağım seni bu halinle de..

Sonra bi gün öldüreceğim seni..

Kalbim senin evindi.

Bi odasına kilitleyeceğim seni.

Geçireceğim halatı boynundan.

Sandalyeyi çekip asacağım seni.

Son kez bile olsa gözlerimi göremeyeceksin.

Bu yüzden en güzel manzaralı odamda asacağım seni.

Benim gözlerim ağlayacak

Sen gözlerini yumarken.

Senin cenazeni alabilecek tek toprağa

Benim toprağıma gömeceğim seni..

Kalbim senin evindi.

En güzel manzaralı odasına gömeceğim seni.

Duvarlarında anılarımızın

Tavanında idam halatının

Tabanında senin cenazenin olduğu.

Kapatacağım kapısını.

Kilitleyeceğim.

Anahtarını kaybedeceğim.

O kapıyı kırmayacağım.

Sonra..

elbet bir gün kapıyı bile bile kırıp gireceğim o odaya

Seni defnettiğim yere bakacağım.

Tırnaklarımla açıp seni gömdüğüm çukura.

Bu sefer kazma kürek gerekecek.

Daha kolay olacağı için.

Artık gözlerim bi damla bile dolmayacak sana.

Üzülmeyeceğim.

O mezarı kazacağım.

Seni çıkaracağım.

Bana yalan söyleyen gözlerinin, ellerinin yok olduğunu göreceğim.

Hatırlamak isteyeceğim.

Hatırlamayacağım.

Kemiklerini bir bir çıkarıp atacağım o evden.

Belki bir denize belki bana ait olmayan topraklara.

Belki bir bir saçacağım hepsini.

Biri oraya biri oraya.

Bizi kaç kişiyle öldürdüysen o kadar yere gömeceğim seni.

Seni bütün denizler bütün topraklar kabul edecek artık.

Çünkü ben seni affedeceğim...

O odayı ateşe vereceğim.

Duvarlarında anılarımızın

Tavanında idam halatının

Tabanında seni çıkardığım çukurdaki çürümeye yüz tutmuş kefeninin olduğu.

Yanıp kül olduğunu izleye

ceğim.

Artık gözlerim bi damla bile dolmayacak sana.

Üzülmeyeceğim.