Evliyalık bir dilektir

Bilene düğün dernektir


Böyle demiş büyük Yunus.


Kızıl Goncalar dizisini izliyorum. Konu hatem-ül evliya'ya geldi. Evliyaların sonu olmaz ama, belki de uydurdular. Sanırım Meryem karakteri evliya olarak sunulacak. Çok belalarla uğraşması da yetecek gibi.


Tanrı'yı severim. Onun tarafından sevilmek denince bi duraksarım. Evliya, Allah dostu demek. Benim bildiğim bela demek, dert demek. Şöyle demiş bir büyük arif:


Ne yerden kervan-ı gam geçer olsa, konar bende.

Bela rahında şimdi bir muayyen menzil oldum.


Belasız olmazmış. Bela kemend-i mahbub'dur derler.

Bela, sevgiliden Tanrıdan başka şeylere bakmaktan korurmuş. O yüzden sevdiklerine, seçtiklerine, dostlarına Bela gönderirmiş. Şaşırtan bir yan da var: Aşıklar varını yoğunu dert ve Bela almaya harcarmış. Aşk-ı ilahiden habersizler, nasipsizler ise varını yoğunu beladan kurtulmak için harcarmış.


"Allah dostlarına korku yoktur, üzülmeyeceklerdir de" deniyor Yunus 62de. Çok çekici bir söylem. Belki bu yüzden çok kişi evliyalık peşine düşer, çok kişi de evliyaların peşine düşer. Tarih göstermiştir ki evliya adıyla tanınanların %90 hatta fazlası Tanrıya ortaklık için araç olan şirk unsurlarıdır. Çare : "Rabbinizden size indirilene uyun. Onun yanından yöresinden edinilmişlere uymayın" Araf 3

Uzay roketini düşürdüm diyeni var, depremi durdurdum diyeni var. Bir mayınlı arazi.


Evliyalık zor. Düşünüyorum da kahrın da hoş lütfun da hoş diyemem Yunus gibi. Küçük hayatımda dertsiz tasasız yaşamak isterim, bir ortadoğu ülkesinde nasıl olacaksa. Ama gelin büyük Yunus'u analım:


Hoştur bana senden gelen

Ya hilat ü yahut kefen

Ya taze gül yahut diken

Kahrın da hoş lütfun da hoş


Gelse Celalinden cefa

Yahut cemalinden vefa

İkisi de cana safa

Kahrın da hoş lütfun da hoş


Sağlıkla, sevgiyle kalın