özlem eliflenir ben çocukluğumu hatırlarım bir akşamüzeri

sararmış albümlerdeki fotoğraflar solmuş ve dökülmüş

zamana yeniliyorum

vazgeçişler ve keşkeler kanımı değiştirecek kadar güçlü


çehrendeki cevheri dolunay benim mevsimimi ısıtır

yasaklanır gülüşün diktatör cumhuriyet rejimlerinde

çünkü gerçekler istenmez

zamana yeniliyorum zaman ellerimden tutup bana benziyor


ey sevgili müstakbel cenazem ve beni karşılayan toprak

kefenime sarıyorum yaşantımı sana gelirken

biraz hayat borç veriyorum

yaşamım böyle anlam kazanıyor


uykumu düşlüyorum ve farkında olmadan rüyalara asıyorum bedenimi

tanıdığım ağrılar zemheri ve yarısında gecenin hatırlatır kendisini

yalanlarla savaşanlar iyi bilir söyledikleri yalanları

yalanlarına inananlar reddeder gökten kafesini


gayri kuşlar bilir zemherinin ne zaman geleceğini

annem ağlar kent susar için için

çalan şarkıyı yavaşlatır senin gidişin

sevgilim

kelimelerin canını acıtabilirsin böyle konuşma demiştim

sen bana kelimelerinle veda ederken


oysa sen de bilirdin, bildiklerini iyi kullanmayı

senin gülüşün bana ölümü unuttururken

şimdi seni ne zaman düşünsem;

bir kuş düşer gökten,

çocuklar intiharı icat eder.


bu karmaşa

yani senin gidişinle oluşan kerbela

bana çok uzaktaki insanlarımı hatırlatıyor

veda etmeyi en iyi kuşlar bilir


boğazımızda kalan mahreçler de bilir

söyleyemediğimiz her şey kireçlenir

insanın yaşam serüveni hatayla başlar

ne garip, gurur duyduğum bir hatam var


özlemek, elif demektir benim lügatımda


ister inan, ister inanma



sevgilim sana tek satırlık şiirim bu:

elveda!