Eylül’ün son saatleri
Hava serin
Gökyüzü toz pembe
Boş gözlerle Ankara’yı izliyorum
Bu satırları karanlıkta yazıyorum
Kulağımda tanımadığım bir ezgi
Kendimi bu dünyaya yabancı hissediyorum
Hapsolmuş gibiyim
Kapı arkamdan sürgülenmiş
Bunu yapan eli affedemiyorum
Kimsesiz ruhumu
Teslim edemiyorum kimselere
Savaşamayacağım güçlere
Adlar biçip
Kefenlere koyuyorum
Eylül’ün son saatleri bunlar
Tükenmeye yüz tutmuş bir kalemle
Kaderim yazılmış
Okunmayan yerlerinin
Boşluğunda yoğruluyorum
Bir çam ağacı karşımda
Dikenlerinin sızısı ruhumda
Çıkaramıyorum
Eksik bir şeyler var
Tamam olamıyorum
Eylül’ün son saatleri bunlar
Kaderimi yazan kalem gibi
Tükeniyor şiirimi yazan kalem de
Eksik kalıyor
Bu şiir de her şiir gibi
Gece karanlığında
Harfler birbirine giriyor
Bir olmuş ruhum ve bedenim
Benimle harp ediyor
Yorgunum
Ama Eylül’ün son saatleri bunlar
Yazmazsam olmaz
Yazınca da ben olamıyorum
Tını tanıdık gelsin diye
Bir yüz de bana gülsün diye
Sana yalvarıyorum
Eylül’ün son saatleri bunlar
Ama ben yaşıyorum
Eylül bitiyor
Devam ediyor Hayat
Eylül’ü Ekim izliyor
Tamamlanıyor Kasımla sonbahar
Ben yarım kalıyorum
Tamam olur muyum ölünce
Ölülülere soruyorum
Ölüler konuşmuyor
Ölüler rüyalarımda
Beni yalnız bırakmıyor
Sorularım cevapsız kalıyor
Ben yalnız kalamıyorum
Eylülün son saatleri bunlar
Eylül gidiyor
Ben gidemiyorum
Eylül oluyorum
Son saatlerimi yaşıyorum
Ama son saatlerim
Yineliyor kendini
Sonum olamıyor
Ben Eylül kadar olamıyorum
Eylül gidiyor
Sancısı kalıyor
Eylül’ün son saatleri bunlar
Yağmurlar da başlar
Sona eren her şey
Başlangıcıdır bir başka şeyin
Prometheus’un sonundan başlar
Canavarlar çağı
Ben canavarlarla baş edemiyorum
Yaratmasına yaratıyorum ya
Öldüremiyorum
Eylül’ün son saatleri bunlar
Ölemiyorum
Korkuyla büyüyorum
Büyüdükçe ölümden korkuyorum
Her son bir başlangıçtır dedim ya
Çocukluğun sonu
Başlangıcı oluyor korkunun
İşte Eylül’ün son saatleri bunlar
Bir şehir beni izliyor
Ben ağlıyorum
Sonumu yazarken
Neyi başlatıyorum
Ölmekten korkuyorum
Ve Eylül’ün son saatleri bunlar
Bilmem ne başlıyor
Ey sonu ve başlangıcı olmayan
Seni sessizliğimle kutsuyorum
Tanımadığım gözlerinden öpüyorum
Şimdi Eylül’ün son saatleri bunlar
Birazdan sen de ağlarsın
Toz pembe gök boşanır
Boşanmayı bir düğün izler
Yaşam ve ölüm
Aynı çizgide buluşur
Eylül’ün son saatleri
Ruhumu parçalıyor