Umurum değil ölümüm olsa elinde

Üstüme çöreklenmiş bu zamparayı

Bir zımpara gibi kim bıraktı-

Zaman aktı, kalbim kaydı, gün yandı

Ağzımda öyle bir tat ki

Hatır, bir jilet gibi damağımda mühür

Müebbet bir düğüm,

yüce düşmanımla bir oluru ve onuru olmaz düğün

Aklın kavrar mı,

Sadece ve

sadece

Anlamak

Anlamak

Anlamak adına

Kendini meydanda gülerek yakmış bir deli vakur uğruna

Kalbin haklar mı

Yanmış bir portmantonun askısında tütmüş bir kederi

Ah kader!

Ah o portmanto!

Cehennemi kucaklayan bir parlamento,

Ah Baudelaire!


Je suis la plaie et le couteau

Et la victime et le bourreau


Ben hem yarayım hem bıçak!

Hem mazlumum hem de cellât!

Hortlağıyım ben kalbimin / Biriyim o büyük terk edilmişlerin /


İki düşmanız biz sevgilim

Elin elimdeyken

Sen öylece çepeçevre ve darmadağın avucumdayken

Dudaklarım tenine düşmüşken

Sen beni hem koskoca,

Blinmez bir mahvoluşun varoluşuna sürüklerken

Ben bu savaşın,

Hem cephesi

Hem cephanesi

Hem esiriyim

Esaret kalbimde çırpınır dersem az kalır

Esaretin kalbimde ebabil

Şimdi gitsem çok bahsi geçen dünyanızın bir diğer ucuna

Durdurabilir misin bu savaşı

Sen ki büyük savaşçısın dünya nezdinde

Bense bütün savaş güzellemelerini tükürerek def ettim ömrüne

En nihayetinde kılıcımı senin aşkın uğruna kirlettim

Senin adını yaşatmak için

Ve yaşamak için bu dünyada

En keskin hâlimle

Görüyorsun

Bileniyorum